6 Kasım 2011 Pazar

SOKMUŞUM PİNK FLOYD'A (KIZA ÖYKÜ)


Takma isim ile internet üzerinden dünyayı kurtarmaya çalışan cefakar sosyoloji öğrencisi haydar haydar ve daha düzgün türkçe konuşmak için sağdan soldan duyduğu tüm osmanlıca sözcükleri ezberleyen espresso makinesi operatörü dostunun ramazanda Eskişehir'de linç edilmesinin üzerinden üç sonbahar geçmişti...

O kadar doluydu ki ellerini cebine sokamıyordu. Hareketle çalışan kol saati durmasın diye yaptığı saçmasapan bir hareket onda "tik" olarak kalmıştı. İşte böyle biriydi Rahmi. Çocukken tek arkadaşı İsmail'in ona "sana yaşlı adam ismi koymuş annengil. mesela ismin ali can olsaydı, çocuk ismi olurdu, ama rahmi yaşlı ismi" dediğini hatırladı. İsmail haklıydı.

Geçmiş muhasebesi yaparken bile vergiyi hesaplardı Rahmi. Çünkü acı veren anılarının bile bir kısmı devlete vergi olarak gidiyordu. Rahmi borç almazdı. Rahmi faturalarını aksatmazdı.

Hiçbir şeyin bağlanmaya, üzerinde konuşmaya, ciddiye alınmaya değdiğini düşünmezdi. Aslında bunu birebir düşünmüyordu ancak bunu davranışlarından anlayabilirdiniz.

Rahmi Lise'den sınıf arkadaşı Sibel ile karşılaştı. Başkası olsa eski günleri yad etmek için "DeSibel, naber?" falan derdi. Rahmi demedi. Sibel oturup konuşalım istersen biraz dedi. Rahmi "tamam" dedi. Bir kafede oturdular. Sibel yeni boşanmıştı. Sürekli kadınların dertlerinden bahsediyordu. Rahmi ise kafenin karşısındaki reklam tabelasının üstündeki kuşlara konsantre olmuştu. Sibel "kadın olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?" dedi. Rahmi ise "tuvaletteki sineklerin üzerine sidikle hücum edememek" dedi. Rahmi net bir insandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder