12 Kasım 2011 Cumartesi

KISA FİLM ÖYKÜLERİ VE GÜNÜMÜZ KATAR SİNEMASI ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER


1.
Ahmet tam anlamıyla ağızdan sikişmiş bir kişiliktir,sevdiği kıza tam 7 yıldır açılamamıştır.kız bu sürede evlenmiş,ikisi kız üç çocuğu olmuştur.Ahmet en sonunda kıza açılmaya karar verir,evine gider ve olaylar gelişir.

2.
Aysel tam anlamıyla yatalak annesine yıllardır bakmaktadır,annesinin adı Eminedir,Aysel tv'de zap yaparken 'Yatalak Emine' adlı bir filme rastlar,Aysel filmi dikkatle izlemeye başlar ve olaylar gelişir.

3.
Tanju tam anlamıyla bir futbol fanatiğidir,babası da adını Galatasaraylı Tanju'dan etkilenerek koymuştur,fakat daha sonra Tanju fenere geçmiştir,bu yüzden babası Tanju'yu gördükçe dellenmektedir.bir gün Tanju babasına su götürürken suyu döker,babası Tanjunun ağzına kafa atar,Tanju o sinirle evden çıkar,arkadaşlarıyla top oynamaya gider,Tanju tam bir hayvan çocuğudur ve olaylar gelişir.


NOTSAL:bu hayvan çocuğunun hakkımda yazdıklarının biri bile doğru değil.blogu esir aldı,hem ipe sapa gelmez yazılar yaz hem de editöre saldır,tam bir yabani.

11 Kasım 2011 Cuma

AL SANA PEMBE MEZARLIK


http://fizy.com/#s/3e3b2a

affet bu gece rusa gitmek istedim
pembe dudaklarına dalmak istedim
karanlıkta malabadiyi kurmak istedim
seni çok değişik döverim

çok istedim bu gece rus bir hatunla takılmak
ellerimle memişlerini sıvazlamak
fakat elimden gelen oturup evimde elano takılmak


editörün notu: Arkadaş bu nasıl bir resimdir bu nasıl yazıdır.blogda bi tane yabani var,işi gücü böyle şeyler.bana diyoki 'ya hafız çok soft olmuş yazılar ben hardcore takıldım biraz'. sonuçta bu blogu anamız bacımız okuyabilir diyorum, 'yeeee nolucak yeeee'diyo.yıldım amına koyim.işin kötüsü en çokta bu herif okunuyo,atamıyoruzda ama sizlerin de desteğiyle bu adamdan kurtulucaz,hayır tanırım ben bi de bunu gayet düzgün adamdır ama yazıya gelince amdan götten başka bişey gözü görmüyo.neyse sinir oldum iyice.ya o değil de benim kız arkadaşım var,zaten düzenli ilişkisi olan bi ben varım,onu da bitiricek bu mına koduğum aha telefon çalıyo,sevgilim arıyo allahıma arıyo,buyur,yamyam lan bu herif.

6 Kasım 2011 Pazar

SOKMUŞUM PİNK FLOYD'A (KIZA ÖYKÜ)


Takma isim ile internet üzerinden dünyayı kurtarmaya çalışan cefakar sosyoloji öğrencisi haydar haydar ve daha düzgün türkçe konuşmak için sağdan soldan duyduğu tüm osmanlıca sözcükleri ezberleyen espresso makinesi operatörü dostunun ramazanda Eskişehir'de linç edilmesinin üzerinden üç sonbahar geçmişti...

O kadar doluydu ki ellerini cebine sokamıyordu. Hareketle çalışan kol saati durmasın diye yaptığı saçmasapan bir hareket onda "tik" olarak kalmıştı. İşte böyle biriydi Rahmi. Çocukken tek arkadaşı İsmail'in ona "sana yaşlı adam ismi koymuş annengil. mesela ismin ali can olsaydı, çocuk ismi olurdu, ama rahmi yaşlı ismi" dediğini hatırladı. İsmail haklıydı.

Geçmiş muhasebesi yaparken bile vergiyi hesaplardı Rahmi. Çünkü acı veren anılarının bile bir kısmı devlete vergi olarak gidiyordu. Rahmi borç almazdı. Rahmi faturalarını aksatmazdı.

Hiçbir şeyin bağlanmaya, üzerinde konuşmaya, ciddiye alınmaya değdiğini düşünmezdi. Aslında bunu birebir düşünmüyordu ancak bunu davranışlarından anlayabilirdiniz.

Rahmi Lise'den sınıf arkadaşı Sibel ile karşılaştı. Başkası olsa eski günleri yad etmek için "DeSibel, naber?" falan derdi. Rahmi demedi. Sibel oturup konuşalım istersen biraz dedi. Rahmi "tamam" dedi. Bir kafede oturdular. Sibel yeni boşanmıştı. Sürekli kadınların dertlerinden bahsediyordu. Rahmi ise kafenin karşısındaki reklam tabelasının üstündeki kuşlara konsantre olmuştu. Sibel "kadın olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?" dedi. Rahmi ise "tuvaletteki sineklerin üzerine sidikle hücum edememek" dedi. Rahmi net bir insandı.

23 Ekim 2011 Pazar

CİNSEL HAYAT(KISA ÖYKÜ)



Altan'ın tek rüyası italya'da ravyoli yemekti. altan bunun hayaliyle yaşadı. canı her ravyoli çektiğinde annesine mantı yaptırır yerdi. annesinin vefatından sonra migrostan hazır mantı alıp yemeye başladı. ancak ravyoliyi yerinde, italya'da yemekti hayali. altan yıllar içinde canı her ravyoli çektiğinde çeşitli mantıcılara gitti. bazen de istanbulda ya da ankarada italyan restoranı bulup ravyoli yedi. ancak mantıya o kadar alışmıştı ki ravyoli tat vermedi. bi kaç sene sonra mantıdan da tiksindi. altan aslında ibneydi.

1 Ekim 2011 Cumartesi

LAYLAYLOM SANA GÖRE AŞKLAR


633 yılında Halid bin Velid tarafından Hire fethedildiği zaman Şüveyl adındaki sahabe,yıllar önce İbn Bakila’nın kızı Kerame’nin kendisine hibe edildiğini iddia etmiş ve bu iddiasını doğrula­mak için de iki sahabe şahitlik yapmışlardı. Ancak Hire’liler, o kızı ona teslim etmek istemediler ve:
- “Seksen yaşındaki bir kızla senin işin ne?” demişlerdi. O da Hireli­lere şu cevabı vermişti:
- “Bana onu verin. Çünkü artık ben granny is fucked by 17 year old guy with big dick tarzı vidyoların müptelası oldum artık gözüm başka bişi görmez oldu. jenna jameson'mış, asian nudes'mış bunlar beni kesmez gayrı”
Bunun üzerine Hireliler, kızı ona teslim ettiler. Baş başa kaldıkları zaman kız ona:
- “Seksen yaşındayım, benden ne istiyorsun? Amım devremülklerdeki çöp öğütücüleri gibi oldu, neyin peşindesin bre?” demiş, o da:
- “Vallahi ok yaydan çıktı grandma selametle” demişti. Sonra ka­dın, kavmine gidip durumu anlattı. Onlar da Şüveyl´e 18 year old arabic girl with huge tits ver­mek için hazırladılar. Getirip verdiler. Öte yandan arkadaşları, fidyenin az olduğunu belirterek Şüveyl’e:
- “Valla gardaş, ebony black woman with a huge bubble butt bile isteseydin verirdiler” dedi­ler, o da:
- “Vay amına koyim ne biliym olm çölde deve sikmekten kafa mı kaldı, basiretim bağlandı” demişti.
Sonra Halid bin Velid’in yanına gidip: “Ben xhamster'da gördüğüm bi vidyodan etkilenip mevzuyu o şekil aktardım reyiz, hem düşünsene seksen yılın ateşi seni, beni, alayımızı yakar, yalansa yalan de.” demiş, Halid bin Velid de ona:
- “Sen başka birşeye niyetlendin, Allah ise başka şeyi istedi. Biz se­nin sözünün zahiri(görüneni) ile hükmederiz ve niyetin Allah´ın bileceği birşeydir. Doğru musun, yalancı mısın, orasını Allah bilir” demişti.

20 Eylül 2011 Salı

THEY LİVE( VALLA MİLLET YAŞIYO HACI)


film tanıtımı için hangi filmi seçiyim diye düşünüp bir yandan da leyla ilen mecnunu izliyodum,aha bi baktım şahane bi gönderme var dizide.gönderme yapılan film 'they live' adlı 88 yapımı bir şaheser.
inşaat işcisi bir elemanın(işçi aydınlanması hele hele) bulduğu gözlük sayesinde dünyayı işgal eden uzaylıları görebilmesini ve onlarla hunharca mücadelesini anlatıyor film.yalnız uzaylı dediğimiz tiplerde tam orospu analı tipler,belalı tipler yani,eziyet işkence,sömürü hep bunlarda amına koyim.o kadar teknolojileri var ama ibnelikten alıkoyamıyorlar kendilerini,bak o teknolojiyi hayvana versen böyle yapmaz.
ama allahtan bu işçi kardeşimiz olayları farkediyo da bu uzaylılara veriyo sumsuğu veriyo yumruğu,uzaylılarda dayak yedikçe çiçek gibi oluyor.
filmde bir kavga sahnesi var,izlerken dakka tutun,ağza ağza vurmaya doyamıyorlar.
alın izleyin filmi işte, hadi hayırlısı

silüetini sikerim 2 (vaginal destruction)



ingiliz asıllı türk yönetmen martin midyat'ın sadece 300 Mark'a malettiği (o zaman avro mu vardı?) ilk filmi 1999 yapımı silüetini sikerim (anal destruction)'ın ardından büyük bir gizlilik içinde hazırladığı yeni projesi silüetini sikerim 2 (vaginal destruction) 14 aralıkta seyirciyle buluşuyor. liseli gençlerin evine kamera yerleştirip mastürbasyon esnasında evin zilini çalarak akıllarını alan bir psikopat bu sefer çetin cevize çatar. zira yeni kurbanı 16 yaşındaki Joshua işitme engellidir ve dünya sikime minare götüme günde en az 5-6 posta mala asılmaktadır. bakalım bu kapışmadan kim galip çıkacak? özellikle sürpriz sonuyla ve cüretkar attırma sahneleriyle eleştirmenlerin büyük övgüsünü kazanan filmin görüntüleriyle sizleri başbaşa bırakıyoruz....

19 Eylül 2011 Pazartesi

İLK AŞKIM SEVDİĞİM FEN LİSELİM BENİM



şirkette haberleri okuduğu sırada maç sonucuna tıklayan, animasyon değişince iktidarsızlıkla ilgili bir sayfaya yanlışlıkla tıklarken ,şirkette hoşlandığı kız işle ilgili bişi sormak için yanına gelip de göz ucuyla monitöre bakar. Tom kızın haberi görüp görmediğinden emin olmadığı halde iktidarsız olmadığını ona kanıtlamak zorundadır. psikolojik gerilim türündeki 50 dakikalık bu kısa filmde insan doğasının gizemleri, varoluşsal açmazlar ve aşkın metafiziğine bir yolculuğa çıkarıyor bizi kanadalı yönetmen. 2011 kanada-peru ortak yapımı "swazboek" toronto film festivali jüri özel ödülüne layık görüldü.

14 Eylül 2011 Çarşamba

KINAMA









9 Eylül üniversitesinde öğrencilere ATETİ yedirmişler.öğrencilerin haklı isyanına katılyourz ama gözden kaçan birşey var, asıl mağdur veya mağdure ATTIR.Sonuna kadar arkandayız sevgili AT.

GÖKYÜZÜNDE YANLIŞ GEZEN YILDIZLAR(SİNEMACIK)


UYARISAL:Ateti olarak bundan sonra size arada şahane film tahlilleri yapıcaz,misal alıcaz bir filmi ha babam övücez de övücez ya da alıcaz filmmi itin götüne sokup çıkarıcaz.ha ondan sonra filmmi izlersin izlemezsin o beni alakadar etmez,sikimde de olmaz.sonra bana gelip de'filmmi hayvan gibi övdün aldım izledim tırtomastik çıktı gibi şeylerle gelmeyin.

FEMALE YAKUZA TALE
Baştan belirtiyim film şahane,uzakdoğu sinemasına uzaktan yakından aşinalığı olan herkes bence sevecektir filmmi,sevmeyinin de götüne koyıyim.
uzakdoğu sinemasının intikam düşkünlüğü bu filmde de var.babası öldürülen genç kadın yakuzaların arasına girip,babasının katillerini bulup teker teker öldürüyo, hep bi şov hep bi ekşin eşliğinde oluyo bunlar,filmin sonlarında anasının babasının katiliyle beraber olduğunu anlıyo anasına küfür falan ediyo.burda hemen hamlet geliyo aklımıza tabi.ters versiyonu gibi.
ben size filmin en can alıcı yerinden bahsediyim,sonlara doğru kadın kahramının giysininin üst bölümü parçalanıyo(bakınız bruce lee filmleri) kadın memeler fora kılıç sallayıp duruyo tabi biz bu arada memeyi mi takip etsek yoksa kılıça konsantire olup ekşine mı doysak şaşırıyoruz.
kısacısı film uzakdoğu sinemasının İYİCECİLİK akımının güzel bir örneği.

6 Mayıs 2011 Cuma

ZULÜMSEL



Yalnız içmek şu dünyada bir insan evladının başına gelebilecek en kötü şeydir,öyle bira alıp film seyretmekten bahsetmiyorum böle ciddi anlamda bir büyük alıp şarkı türkü eşliğinde içmekten bahsediyorum. Izdırapta son nokta desem yeridir.
Benim için balkonda gecenin bir yarısında sıgara içmekle,yalnız başına içmek arasında hiçbir fark yok, ikiside orospu çocuğudur bence,öle nefret ediyorum ki ikisinde de...
Bu balkonda gecenin bir yarısı tek başına sıgara içenlerle yalnız içenler birleşse mecliste rahat yer bulurlar gibime geliyor,hatta iktidara yürürler.
son olarak 'Altın Zurna Mülayim' demek istiyorum.


NOTİNGEN: Resimdeki filmmi hatırlıyanlar vardır,İbrahim oğluna flüt alamadığı için meyhanede masa kurup dertlenmektedir, işte yalnız içmek böle kafalara neden olur, yazık...

26 Mart 2011 Cumartesi

HELEHELECİLİK


Sevgili okurlar,bugün size 'çocukluğumuzda annemizin ev temizlesinden kaynaklanan travmalar' adlı bi yazı yazıcaktım, hepimizde hala görülen o derin etkilerini şahane şahane,ince ince betimliyecektim,neden türk erkeğinin elektirikli süpürge sesi duyunca(elektirikli süpürge ne lan,sanırsın köy işi)huzursuz olduğunu anlatıcaktım ama anlatamıyorum,neden? çünkü annem süpürgeyi açtı şu anda ve çok moralim bozuldu,acayip huzursuz oldum ya,sanki birazdan içeri giricek 'oğlum az kaldır ayaklarını' diyecekmiş gibi geliyor,çok kötüyüm amına koyim,her temizlikte evden kaçmaya çalışan tipik türk erkeği gibi hemen evden kaçıyorum sayın okurlar, görüşürüz.

24 Şubat 2011 Perşembe

YARRO GENÇLİK



- amsalllll!!!! Nası hacı abi arada veriyomusun amsalı
- amsız olmaz
- amuşyoooo, ulan bizim arkadaş tayfasından bi kaç kişinin amı olaydı keşke
ne amına koyardık
- çok pis girişli çıkış olurdu o zaman
- bak mesela senin karakterin, tipin aynı olucak
ama amın olucak
- aha bunu demenden korkuyordum
- misal geyiği harlıyıcaz senle, rus edebiyatıydı, sinemaydı ama arada kayıcam ben sana nasıl?
- la yörü git lan gey misin nesin
- olm ne alakası var? amın var,am siken adam gey olur mu a can dostum a dertli sazım
- am siken gey olmaz diyorsan eğer sana bunu tavsiye ediyorum halis muhlis am
http://ultimateoutsider.com/blogimages/dudesiwoulddo/buck%20angel%20man%20with%20a%20pussy.jpg
- ya yürü git bu neymiş amına koyim, tamam vazgeçtim amın olmasın
- aklın çıktı he mi? Bir de bunun tersi vardı ama şimdi bulamıycam
kol gibin yarrağı olan cillop gibi hatun var bi de
- ya arkadaş tamam dedim verme amına koyim
kaçıyorum öperek
- tamam ben de öpüyorum



Not: evet sayın okuyucalar, gördüğünüz gibi gençlik iyice yarrağı yimiş,ne yapalım bölesi de var ölesi de var. Yazıklar olsun ...

23 Şubat 2011 Çarşamba

UNUTMADIK,SADECE GÖZLERİMİZİ DİNLENDİRİYORUZ

Bu aralar biraz parayı sıkıştığımız, biraz da kakaya sıkıştığımız için fazla yazamıyoruz bloga. Lan kaka dedim de aklıma geldi. Bir gün bu at eti yazarlarından biriyle İstanbuldayız. İyi kazandığımız zamanlar, bir gecede adam başı 20 lira falan yiyoruz (o zamanın parasıyla 20 milyon yani. Büyük para, Eminönü'nden ev alıyorsun o zamanlar bu paraya) neyse buluştuk bir barda, nezih bir bar, Nezih Ünen falan geliyor bara, Tuncel Kurtiz geliyor, ruslar var, böyle bildiğin amlı götlü ruslar geliyor, o kalibride yani, neyse hacı gittik oturduk bara, evet evet direk bara gittik oturduk. Sonra barmen," abi sandalyeye oturacaksınız barın üstüne değil" dedi. Biz de hemen şiveyi değiştirip "yawrum biz Aborjiniz bizim oralarda direk bara oturulur" dedik. Aborjin olduğumuzu öğrenince sağolsun çok ilgilendi bizimle barmen. İşte tam içmeye başlıycaz, ben dedim ki sevgili at eti yazarı arkadaşıma: "kankalesse iki dakka dur da ben bir suyunu sıkim dalganın" .Bu da "tamam hacı gelip tutim mi?" dedi.ben de "yok be olum ben hallederim" dedim. Sayın okurlar tuvalete gittim, klozeti kaldırdım, o da ne? Adam resmen kol gibi bırakmış. Hidayet Türkoğlu gibi bir kaka öyle bana bakıyor klozet kapağının iç tarafına izi çıkmış, o derece sıçmış herif. Tabi ben işeyemeden hemen gidip arkadaşa haber verdim. Birde gittik ikimiz birlikte inceledik kakayı. Böyle bir şey yok ama sayın okurlar. Adam resmen kötü bir heykeltraş gibi mermer bırakmış oraya. Hayır sıçtın, şekilli sıç de mi? Bildiğin şeyan çıkarmış adam, exorciszm bir nevi. Sonuç olarak biz bu görüntüden çok rahatsız olduk, 'ananızı sikeyim sizin' diyerek çıktık bardan. "Aborjin abi bakar mısın ne oldu,niye gidiyonuz?" diye seslendi barmen bize. 'Siktirtme aborjinini' dedik biz de. 'Tuvalete hiç mi bakmıyorsun orospu çalıştıran? Adam boktan çocuk doğurmuş, düşük yapmış, bu barda içilir mi'? dedik. Barmen de hak verdi bize. Sonra bardan çıktık, başka yerde içtik, barmen de iş çıkışı yanımıza geldi birlikte içtik. Birlikte içtik dediğim, barmenin de içkisini biz ısmarladık, anlayacağınız böyle böyle bitirdik paraları. Millet karıya kıza para yediriyor biz barmene, garsona yedirdik parayı. Kafamızı sikeyim...

20 Ocak 2011 Perşembe

'SANATIN ÇİRKİNİ OLMAZ Kİ GÜZEL SANATLAR OLSUN' DEDİRTTİRECEK TÜRDE BİR YAZI


Her sağlıklı vatandaş arabaya binince ilk işim şöför mahaline yaklaşıp ücreti uzatmak oluyo ve yine sağlıklı ve sevişebilen her vatandaş gibi paramın üstünü kısa bi müddet bekliyorum. Buraya kadar normal gelişen olaylar birden çığrından çıkıyo, ben güzel güzel beklerken şöförün oturun beyfendi demesi beni öle bi duruma düşüyor ki tam anlamıyla 'para göz bi orospuçocuğu' oluyorum, 'parası kıymetli' oluyorum, 'bak parasını nasıl da bekliyo' oluyorum. Neden yapıyolar anlamıyorum hayır bunu yaşadım çok kez, en sonunda para üstü beklemiyicem dedim, oturdum yerime ama inerken para istemek ayrı bi sıkıntı oldu, adam hatırlamıyo para üstü vermediğini, resmen ben 'haksız kazanç peşinde koşan bi orospuçocuğu' gibi kalakalıyorum, anlatıyorum beyfendi bakın şurdan bindim şu kadar verdim şöle gittik, iş birden faiz problemlerine kayıyo. Tabi daha beteri bazen para vermeme rağmen tekrar para istemeleri, bu sefer de ben 'sinsi bi orospuçocuğu' gibi oluyorum, 'para vermeden gizlice yolculuk yapan bi yarraks' gibi oluyorum.

Henüz toplu taşıma olayını çözmüş değilim, . Bakıyorum millete şahane yolculuk yapıyolar aldıkları belli verdikleri belli kafaları rahat,benimse kafama ağrılar giriyo,yer yer gözüm sulanıyo dönem dönem de sanrılara sebeb oluyo.Bilemedim ki...

8 Ocak 2011 Cumartesi

AT-ETİ SORUYOR, HAKKINIZI ARIYOR.(SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ)


Normalde gündemi yakından takip eden bi blog değiliz hatta şöle diyim gündem zerre sikimizde değil,biz olmuşuz gündem gerisi bizi bağlamaz ama bazı şeylere de dur demenin vaktidir. Özellikle reklam dünyası tam anlamıyla kafasına göre takılır hale geldi, ipe sapa gelmez reklamlarla milleti iyice Hulusi Kentmen'e çevirdiler.

Son çıkan bir reklama dikkatinizi çekmek istiyorum, adam kilo konusunda karısıyla iddaya giriyor, hem de çamaşır makinesine, şimdi çözemediğim, kaybettin çamaşır makinesi alıcan, kazansan yine çamaşır makinesi alıcan bu nasıl sikim bi iş ben anlamadım, bi de robot yok mu?Çelik diye, çok pis uyuz oluyorum ona. İzel Çelik Ercanlı günler daha iyidi yemin ediyorum.


şimdi AT-ETİ olarak soruyoruz:
'Adam mı sikiyosunuz güzel kardeşim'?

'Kabilenizi siktirtmeyin. Meraklımısınız olm küfür yemeye, merak mı sardınız ha'?
Şimdilik bu kadar sayın AT-ETİciler.Saygılarımızla

7 Ocak 2011 Cuma

TUTTURAMAYANLAR (YA DA HEVESLİ GİBİ)



Toplantıdan sonra hızla çıktım, zaten durulası değildi, yuvarlak cevaplarla bazende köşeli sorularla toplantıyı geçiştirdim, anında yolculuk edeceğim firmayı arayıp yer ayırttım, planlarıma göre çok çılgın bir yılbaşı geçirecektim, çetin sevişmeler olucaktı, dev içlecekti, hazırdım ama evrenin benim için başka planları varmış, bilemedim. Zaten amına koduğum evreni bi bana çalışıyo, bi bana giydiriyo.


Arabamın gelmesine bi saat kala annemden telefon geldi, illa pişirdiği kabağı ablama götürmeliymişim (bu arada kabağı da sabah testereyle ben kestim, 30 yaşındayım sabah kalkınca ilk iş testereyle kabak kestim. yazıklar olsun!!!) ayrıca hindi yapmış yemeden gitme dedi, ben de mal gibi he dedim, oysa tavırlı gibi hayır gitmeliyim hindi ve kabak bunlar ufak şeyler benim planlarımda hindiye yer yok anne demeliydim, diyemedim. Sabah 2 çantayla çıktığım eve akşamüzeri 2 çantayla döndüm, hindiyi yedim, kabağı çantaya attım, tam o sırada bilet ayırdığım firmayı değişiklik için aramadığımı farkettim ama firma yetkilisi benden önce benim mallığımı farketmiş olucak ki zaart aradı; bana bunun ayıp olduğunu gelmiyeceksem bile arayıp bunu belirtmem gerktiğini hatırlattı. Ben de vay efendim bilgisayarımı unuttuğum için eve dönmek zorunda kaldığımı, tam evden çıkarken telefonumu unuttuğumu fark ettiğimi ve onu ararkenn zaman kaybettiğimi anlattım, bir sonraki arabaya da yer istedim tabi.


Bölece zorda olsa saat 17:30 arabasına yer buldum. Bir saatte evde Ntvspor izleyerek bekledim, saat gelmeden de hevesli gibi durağa koşturdum, tam sıgara yakıcam baktım babam sesleniyo, dur oğlum yolcu ediyim dedi, gideceğim yol yakın olmasına rağmen babamın bu ipe sapa gelmez isteğini kabul etmek zorunda, akabinde durakta tam 25 dakika süren süper gerilimli bir bekleyiş yaşadık, ben sıgara içmek için babama git dedikçe o daha bi ısrarla kaldı arada da bu soğukta neden bu kadar erken çıktın ne biçim bir tez canlıymışsın sen anlamadım ki demeyi de ihmale etmedi.


Sonunda araba geldi, bindim, arka koltuk 3 kişilik ama biz 4 kişi oturyoruz, dedim herhalde biri inecek ilerde, bekle bekle kimse inmedi, o sırada bana bi cevvallık geldi, hakkımı aramalıyım dedim, zira çetin sevişme hayaliyle yaşayan, toplantıdan çıkmış iş adamı modunda(kabak ve hindiyi saymıyorum) yetişkin bir bireydim. Hemen çocuklara sordum sizde Çanakkaleye mi gidiyosunuz? Evet dediler, evet demekten öte yıllarca içimde duran isyan fitilini de ateşlediler, en tok sesimle şoför bey dedim, biz Çanakkaleye kadar böle mi gidicez? Burası 3 kişilik ama biz 4 kişiyiz, şöfor de çok nazik şekilde; aslında arabanın dolduğunu ama benim mağdur olmamam için beni de aldıklarını bilet ayırtıp gelmediğim için mecbur kaldıklarını söyledi. Kalakaldım orda domal lan sikicez dese şöför, terreddütsüz domalırdım, o hale geldim yani, hakkı aramayı bırak bi de milleti rahatsız ettiğimi öğrendim (kabakla hindi resmen yaktı beni)


Götümün sağ lopu koltuk dışında, sağ kol cama girmiş şekilde ilerlemeye devam ettik, ben suçluluk piskolojisi yüzünden kıçımı rahat hareket ettiremiyorum baktım olucak gibi değil, araba ne zaman viraja falan girse var gücümle yanımda oturan 14-15 yaşlarındaki çoçuğa yüklenmeye başladım bölece götüm götüm ilerledim koltukta, ne varki çocukta bu olayı anladı ve ters virajlarda o da bana yüklenmeye başladı, bir süre sonra ikimizde sinsi gibi viraj kollar olduk, artık işi yüzsüzlüğe vurup aleni şekide yüklenmeye başladık birbirimize, kime uygun viraj gelse o yükleniyodu,resmen ikili mücadeleye dönüştü yolculuk, inanması güç bi durumdaydım, 15 yaşında bir çocukla omuz omuza mücadele edip sağ lopumu koltuğa oturtmaya çalışıyodum, (işte evren bu şekil bi orospu çocuğudur, kimse kalkıpta bana evreni savunmasın bu saatten sonra,üzerim). Böle böle ikimiz de bayağı yorulduk ve uyayakaldık, şöförün sesiyle uynadığımda çocukla koyun koyunaydık.Rakibime baktm nasıl yorulmuşsa artık dana uyanmak bilmedi bi türlü. Bir an dur şuna uyandırma bahanesiyle şöle sağlam bi ekleştiriyim diye düşündüm ama sonra, rezillik çıkabilir diye vaz geçtim Arabadan indim, her tarafım tutulmuştu bi sıgara yaktım geceyi düşündüm kanım çekildi resmen, zira böle başlayan bi geceden kimseye hayır gelmezdi bi umut dedim eve doğru yürüdüm (Devam Edicek....)






5 Ocak 2011 Çarşamba

AT-ETİ EKİBİ OLARAK MOR VE ÖTESİ'NE SORDUK...

Takipçilerimizden gelen yoğun istek üzerine bundan böyle sayfamızda çeşitli röportajlara da yer vereceğiz. Bayrampaşa Ülkü Ocağında Mor ve Ötesi grubundan Harun Tekin ve Derin Esmer'e sorularımızı yönelttik. Tabii ki AT-ETİ farkıyla...

AT-ETİ : Selamın aleyküm

M.Ö. : Merhaba

AT-ETİ : Lan amına koduklarım bu Mor ve Ötesi ne demek lan, ne ayar?

M.Ö. : Abi işte grup kurulmadan önce anket tarzı bişi yaptık bir çok isim arasından bunu seçtik. Ortak kararımızdı ve memnunuz.

AT-ETİ : He yani Deep Purple falan alakası yok?

M.Ö. : Abi valla şimdi sen söyleyince bi aydınlanma oldu.

AT-ETİ : Siktir et. Bi de Haruncum bak burda bizbizeyiz darılmak gücenmek yok. Bi laf işittim ama kondurmadım bi de senin ağzından duymak istiyorum.

M.Ö. : Estağfurullah abi, buyur.

AT-ETİ : Kardeşim senin için ardını dövdürüyo diyolar aslı astarı var mıdır?

M.Ö. : Kusura bakma abi ben gidiyorum, bu seviyede tartışamam.

AT-ETİ : Gel lan len. Sen de hemen bozuluyon be amokaçi. Şu gözlüğü bi ver bakalım yakışıyo mu bakıcam.

M.Ö. : Olmaz abi hediye.

AT-ETİ : Olm ver bi bakıcaz işte yakışıyo mu yakışmıyo mu, sende envai çeşidi vardır bunun.

Röportajın bundan sonrakini kısmını devam eden hukuki süreç nedeniyle yayınlayamıyoruz.

1 Ocak 2011 Cumartesi

AT BURCUNU 2011'DE NELER BEKLİYOR?

Bildiğiniz gibi 2010 yılı AT burçları için gerçekten zor bir yıl oldu. 2010 yılında işsizlikten kırılan AT'lar bu yılı da saman, arpa, yerine göre yonca yiyerek geçirdiler. Haradaki damızlık açığına alesta yatmış olsalar da yaptıkları en büyük atılım Veli Efendi'de çocuklar binsin diye 5 dakikası 10 milyona çitleri dört dönen sütçü beygirinin yedeği olmaktı. Ancak 2011 yılında Venüs'ün Jüpiter'e cilvelenmesi, Ay'ın Güneş'e siktiri çekmesi ve Türksat Uydusu'nun Hindistan kanallarını da yayınlamaya başlamasıyla bambaşka alemlere cemiyetlere duhul edecekler. Yalnız ATların dikkat etmesi gereken en önemli konu bu yıl akreplere sır vermemeleri gerektiği... Aslında akreplerden geçtim kimseye sır vermemeleri gerek. Alem göt olmuş mına zurtladığım sen bu devirde ne skime sır veriyon bilmiyorum ki, kaldı ki akrep iğneli, zehirli bi hayvan? Ayrıca kariyer hedefleri konusunda önlerine çıkan fırsatları değerlendirme konusunda cesur olacağınız bir yıla giriyorsunuz. Vur çifteyi mına koyim acıma, sana acıdılar mı? Aşk hayatı konusunda da ATlar için son derece verimli bir yıl olacak. Hatırlarsanız bir dönem Demi Moore açıklama yapmıştı "çıplak ata binmeyi seviyorum" diye. O at neden siz olmayasınız? Sağlık konusunda ise Atlar bu sene terli terli soğuk su içmesin. Bol kişnemeli bir yıl ümidiyle...