20 Ocak 2011 Perşembe

'SANATIN ÇİRKİNİ OLMAZ Kİ GÜZEL SANATLAR OLSUN' DEDİRTTİRECEK TÜRDE BİR YAZI


Her sağlıklı vatandaş arabaya binince ilk işim şöför mahaline yaklaşıp ücreti uzatmak oluyo ve yine sağlıklı ve sevişebilen her vatandaş gibi paramın üstünü kısa bi müddet bekliyorum. Buraya kadar normal gelişen olaylar birden çığrından çıkıyo, ben güzel güzel beklerken şöförün oturun beyfendi demesi beni öle bi duruma düşüyor ki tam anlamıyla 'para göz bi orospuçocuğu' oluyorum, 'parası kıymetli' oluyorum, 'bak parasını nasıl da bekliyo' oluyorum. Neden yapıyolar anlamıyorum hayır bunu yaşadım çok kez, en sonunda para üstü beklemiyicem dedim, oturdum yerime ama inerken para istemek ayrı bi sıkıntı oldu, adam hatırlamıyo para üstü vermediğini, resmen ben 'haksız kazanç peşinde koşan bi orospuçocuğu' gibi kalakalıyorum, anlatıyorum beyfendi bakın şurdan bindim şu kadar verdim şöle gittik, iş birden faiz problemlerine kayıyo. Tabi daha beteri bazen para vermeme rağmen tekrar para istemeleri, bu sefer de ben 'sinsi bi orospuçocuğu' gibi oluyorum, 'para vermeden gizlice yolculuk yapan bi yarraks' gibi oluyorum.

Henüz toplu taşıma olayını çözmüş değilim, . Bakıyorum millete şahane yolculuk yapıyolar aldıkları belli verdikleri belli kafaları rahat,benimse kafama ağrılar giriyo,yer yer gözüm sulanıyo dönem dönem de sanrılara sebeb oluyo.Bilemedim ki...

8 Ocak 2011 Cumartesi

AT-ETİ SORUYOR, HAKKINIZI ARIYOR.(SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ)


Normalde gündemi yakından takip eden bi blog değiliz hatta şöle diyim gündem zerre sikimizde değil,biz olmuşuz gündem gerisi bizi bağlamaz ama bazı şeylere de dur demenin vaktidir. Özellikle reklam dünyası tam anlamıyla kafasına göre takılır hale geldi, ipe sapa gelmez reklamlarla milleti iyice Hulusi Kentmen'e çevirdiler.

Son çıkan bir reklama dikkatinizi çekmek istiyorum, adam kilo konusunda karısıyla iddaya giriyor, hem de çamaşır makinesine, şimdi çözemediğim, kaybettin çamaşır makinesi alıcan, kazansan yine çamaşır makinesi alıcan bu nasıl sikim bi iş ben anlamadım, bi de robot yok mu?Çelik diye, çok pis uyuz oluyorum ona. İzel Çelik Ercanlı günler daha iyidi yemin ediyorum.


şimdi AT-ETİ olarak soruyoruz:
'Adam mı sikiyosunuz güzel kardeşim'?

'Kabilenizi siktirtmeyin. Meraklımısınız olm küfür yemeye, merak mı sardınız ha'?
Şimdilik bu kadar sayın AT-ETİciler.Saygılarımızla

7 Ocak 2011 Cuma

TUTTURAMAYANLAR (YA DA HEVESLİ GİBİ)



Toplantıdan sonra hızla çıktım, zaten durulası değildi, yuvarlak cevaplarla bazende köşeli sorularla toplantıyı geçiştirdim, anında yolculuk edeceğim firmayı arayıp yer ayırttım, planlarıma göre çok çılgın bir yılbaşı geçirecektim, çetin sevişmeler olucaktı, dev içlecekti, hazırdım ama evrenin benim için başka planları varmış, bilemedim. Zaten amına koduğum evreni bi bana çalışıyo, bi bana giydiriyo.


Arabamın gelmesine bi saat kala annemden telefon geldi, illa pişirdiği kabağı ablama götürmeliymişim (bu arada kabağı da sabah testereyle ben kestim, 30 yaşındayım sabah kalkınca ilk iş testereyle kabak kestim. yazıklar olsun!!!) ayrıca hindi yapmış yemeden gitme dedi, ben de mal gibi he dedim, oysa tavırlı gibi hayır gitmeliyim hindi ve kabak bunlar ufak şeyler benim planlarımda hindiye yer yok anne demeliydim, diyemedim. Sabah 2 çantayla çıktığım eve akşamüzeri 2 çantayla döndüm, hindiyi yedim, kabağı çantaya attım, tam o sırada bilet ayırdığım firmayı değişiklik için aramadığımı farkettim ama firma yetkilisi benden önce benim mallığımı farketmiş olucak ki zaart aradı; bana bunun ayıp olduğunu gelmiyeceksem bile arayıp bunu belirtmem gerktiğini hatırlattı. Ben de vay efendim bilgisayarımı unuttuğum için eve dönmek zorunda kaldığımı, tam evden çıkarken telefonumu unuttuğumu fark ettiğimi ve onu ararkenn zaman kaybettiğimi anlattım, bir sonraki arabaya da yer istedim tabi.


Bölece zorda olsa saat 17:30 arabasına yer buldum. Bir saatte evde Ntvspor izleyerek bekledim, saat gelmeden de hevesli gibi durağa koşturdum, tam sıgara yakıcam baktım babam sesleniyo, dur oğlum yolcu ediyim dedi, gideceğim yol yakın olmasına rağmen babamın bu ipe sapa gelmez isteğini kabul etmek zorunda, akabinde durakta tam 25 dakika süren süper gerilimli bir bekleyiş yaşadık, ben sıgara içmek için babama git dedikçe o daha bi ısrarla kaldı arada da bu soğukta neden bu kadar erken çıktın ne biçim bir tez canlıymışsın sen anlamadım ki demeyi de ihmale etmedi.


Sonunda araba geldi, bindim, arka koltuk 3 kişilik ama biz 4 kişi oturyoruz, dedim herhalde biri inecek ilerde, bekle bekle kimse inmedi, o sırada bana bi cevvallık geldi, hakkımı aramalıyım dedim, zira çetin sevişme hayaliyle yaşayan, toplantıdan çıkmış iş adamı modunda(kabak ve hindiyi saymıyorum) yetişkin bir bireydim. Hemen çocuklara sordum sizde Çanakkaleye mi gidiyosunuz? Evet dediler, evet demekten öte yıllarca içimde duran isyan fitilini de ateşlediler, en tok sesimle şoför bey dedim, biz Çanakkaleye kadar böle mi gidicez? Burası 3 kişilik ama biz 4 kişiyiz, şöfor de çok nazik şekilde; aslında arabanın dolduğunu ama benim mağdur olmamam için beni de aldıklarını bilet ayırtıp gelmediğim için mecbur kaldıklarını söyledi. Kalakaldım orda domal lan sikicez dese şöför, terreddütsüz domalırdım, o hale geldim yani, hakkı aramayı bırak bi de milleti rahatsız ettiğimi öğrendim (kabakla hindi resmen yaktı beni)


Götümün sağ lopu koltuk dışında, sağ kol cama girmiş şekilde ilerlemeye devam ettik, ben suçluluk piskolojisi yüzünden kıçımı rahat hareket ettiremiyorum baktım olucak gibi değil, araba ne zaman viraja falan girse var gücümle yanımda oturan 14-15 yaşlarındaki çoçuğa yüklenmeye başladım bölece götüm götüm ilerledim koltukta, ne varki çocukta bu olayı anladı ve ters virajlarda o da bana yüklenmeye başladı, bir süre sonra ikimizde sinsi gibi viraj kollar olduk, artık işi yüzsüzlüğe vurup aleni şekide yüklenmeye başladık birbirimize, kime uygun viraj gelse o yükleniyodu,resmen ikili mücadeleye dönüştü yolculuk, inanması güç bi durumdaydım, 15 yaşında bir çocukla omuz omuza mücadele edip sağ lopumu koltuğa oturtmaya çalışıyodum, (işte evren bu şekil bi orospu çocuğudur, kimse kalkıpta bana evreni savunmasın bu saatten sonra,üzerim). Böle böle ikimiz de bayağı yorulduk ve uyayakaldık, şöförün sesiyle uynadığımda çocukla koyun koyunaydık.Rakibime baktm nasıl yorulmuşsa artık dana uyanmak bilmedi bi türlü. Bir an dur şuna uyandırma bahanesiyle şöle sağlam bi ekleştiriyim diye düşündüm ama sonra, rezillik çıkabilir diye vaz geçtim Arabadan indim, her tarafım tutulmuştu bi sıgara yaktım geceyi düşündüm kanım çekildi resmen, zira böle başlayan bi geceden kimseye hayır gelmezdi bi umut dedim eve doğru yürüdüm (Devam Edicek....)






5 Ocak 2011 Çarşamba

AT-ETİ EKİBİ OLARAK MOR VE ÖTESİ'NE SORDUK...

Takipçilerimizden gelen yoğun istek üzerine bundan böyle sayfamızda çeşitli röportajlara da yer vereceğiz. Bayrampaşa Ülkü Ocağında Mor ve Ötesi grubundan Harun Tekin ve Derin Esmer'e sorularımızı yönelttik. Tabii ki AT-ETİ farkıyla...

AT-ETİ : Selamın aleyküm

M.Ö. : Merhaba

AT-ETİ : Lan amına koduklarım bu Mor ve Ötesi ne demek lan, ne ayar?

M.Ö. : Abi işte grup kurulmadan önce anket tarzı bişi yaptık bir çok isim arasından bunu seçtik. Ortak kararımızdı ve memnunuz.

AT-ETİ : He yani Deep Purple falan alakası yok?

M.Ö. : Abi valla şimdi sen söyleyince bi aydınlanma oldu.

AT-ETİ : Siktir et. Bi de Haruncum bak burda bizbizeyiz darılmak gücenmek yok. Bi laf işittim ama kondurmadım bi de senin ağzından duymak istiyorum.

M.Ö. : Estağfurullah abi, buyur.

AT-ETİ : Kardeşim senin için ardını dövdürüyo diyolar aslı astarı var mıdır?

M.Ö. : Kusura bakma abi ben gidiyorum, bu seviyede tartışamam.

AT-ETİ : Gel lan len. Sen de hemen bozuluyon be amokaçi. Şu gözlüğü bi ver bakalım yakışıyo mu bakıcam.

M.Ö. : Olmaz abi hediye.

AT-ETİ : Olm ver bi bakıcaz işte yakışıyo mu yakışmıyo mu, sende envai çeşidi vardır bunun.

Röportajın bundan sonrakini kısmını devam eden hukuki süreç nedeniyle yayınlayamıyoruz.

1 Ocak 2011 Cumartesi

AT BURCUNU 2011'DE NELER BEKLİYOR?

Bildiğiniz gibi 2010 yılı AT burçları için gerçekten zor bir yıl oldu. 2010 yılında işsizlikten kırılan AT'lar bu yılı da saman, arpa, yerine göre yonca yiyerek geçirdiler. Haradaki damızlık açığına alesta yatmış olsalar da yaptıkları en büyük atılım Veli Efendi'de çocuklar binsin diye 5 dakikası 10 milyona çitleri dört dönen sütçü beygirinin yedeği olmaktı. Ancak 2011 yılında Venüs'ün Jüpiter'e cilvelenmesi, Ay'ın Güneş'e siktiri çekmesi ve Türksat Uydusu'nun Hindistan kanallarını da yayınlamaya başlamasıyla bambaşka alemlere cemiyetlere duhul edecekler. Yalnız ATların dikkat etmesi gereken en önemli konu bu yıl akreplere sır vermemeleri gerektiği... Aslında akreplerden geçtim kimseye sır vermemeleri gerek. Alem göt olmuş mına zurtladığım sen bu devirde ne skime sır veriyon bilmiyorum ki, kaldı ki akrep iğneli, zehirli bi hayvan? Ayrıca kariyer hedefleri konusunda önlerine çıkan fırsatları değerlendirme konusunda cesur olacağınız bir yıla giriyorsunuz. Vur çifteyi mına koyim acıma, sana acıdılar mı? Aşk hayatı konusunda da ATlar için son derece verimli bir yıl olacak. Hatırlarsanız bir dönem Demi Moore açıklama yapmıştı "çıplak ata binmeyi seviyorum" diye. O at neden siz olmayasınız? Sağlık konusunda ise Atlar bu sene terli terli soğuk su içmesin. Bol kişnemeli bir yıl ümidiyle...